osman hamdi bey in tablosu

Osman Hamdi Bey’in 1880 yılında yaptığı Kur'an Okuyan Kız tablosu 6.3 milyon sterline alıcı buldu. VİDEO DEVAM EDİYOR. Londra'daki Bonham müzayedesinde 26 Eylül'de gerçekleştirilen İşte Osman Hamdi Bey'in tablosu Yayınlanma: 06.09.2020 - 15:19 / Son Güncelleme: 23.03.2022 - 17:26 KPSS Lisans Genel Kültür ve Genel Yetenek oturumu tamamlandı. OsmanHamdi Bey. HAYATI KRONOLOJİ ESERLERİ İNCELEME GALERİ MAĞAZA. Osman Hamdi Bey 30 Aralık 1842'de İstanbul'da doğdu. Sultan Abdülmecid döneminde Ispartalı yağlıkçılar kâhyası Hacı Mustafa Ağa'nın kızı Fatma Hanım ve İbrahim Edhem Paşa'nın dört erkek çocuğunun ilkiydi. Babası Osmanlı Devleti’nin 1829’da “Mihrap” Tablosu. Osman Hamdi Bey’in 1901 yılında yaptığı tabloya “mihrap” ismini veren ressamın eserleri hakkında çalışma yapan Mustafa Cezar olmuştur. 1901 ve 1903’de Berlin ve Londra’daki sergilerde ise tablo “La Genese” (Tekvin ya da Yaratılış) olarak adlandırılmıştır. Osman Hamdi Bey’in 1880 yılında tamamladığı “Kuran Okuyan Kız” isimli tablosu, 26 Ekim 2019 tarihinde 6 milyon 315 bin 62 sterline satılarak, bir rekora imza atmıştır. Site De Rencontre En Suisse Gratuit. Osman Hamdi Bey Kimdir? Bir ressam, arkeolog ve müzecidir. İlk Türk müzesi olan, İstanbul Arkeoloji Müzesi’ni kurmuştur. Küçük yaşlardan itibaren karakalem çizimleriyle dikkat çekmektedir. 18 yaşındayken tercüme odası memurluğu görevine alınmıştır. Eğitimli bir aileye sahip olan Osman Hamdi Bey, eğitiminin devamı dolayısıyla, babasının da desteğini alarak hukuk öğrenimi için Paris’e gitmiştir. Paris’te eğitim alırken aynı zamanda ünlü ressamları da takip etmiştir. Resme olan tutkusu ve becerisini Paris’te daha da ilerletmiştir. Burada meşhur ressamlara çıraklık yaptığı da söylentiler arasındadır. İlerleyen dönemde Osman Hamdi tablolarıyla dillerden düşmeyen ünlü bir ressam olacaktır. Osman Hamdi Bey kimdir denirse, Osmanlı’nın batılılaşma dönemine büyük katkıları olan, önemli bir şahsiyettir. Batının tüm gelişmişliğinden kendine pay çıkaran Osman Hamdi Bey, Osmanlı’nın gelişimi için büyük çabalar sarf etmiştir. Paris’ten ülkeye döndükten sonra arkeoloji dalıyla ilgilenmiş ve Nemrut Dağı kazılarını yürüterek, Komagene krallığına ait eserlerin ortaya çıkarılmasında büyük rol oynamıştır. Meşhur İskender Lahdi eserinin bulunmasında da başroldeki isimdir. Osman Hamdi Bey Kadıköy’ün ilk belediye başkanıdır. Belediye başkanlığı görevi 1 yıl kadar sürmüştür. Kadıköy belediye başkanlığından sonra, müze müdürünün vefat etmesi üzerine, padişah tarafından İmparatorluk Müzesi müdürlüğüne atanmıştır. Müze müdürü olarak gerçekleştirdiği ilk iş Osmanlı topraklarından dışarıya eser götürülmesini yasaklamak olmuştur. Bu sayede eski eserlerin Osmanlı topraklarından kaçırılmasını önlemiştir. Kaplumbağa Terbiyecisi Tablosu Osman Hamdi Bey’in en meşhur tablosu da denilebilecek Kaplumbağa Terbiyecisi tablosu, İstanbul Pera müzesinde halen sergilenmektedir. Kaplumbağa Terbiyecisinin, ressam tarafından çizilmiş 2 versiyonu bulunmaktadır. Pera müzesinde sergilenen tablo 1906 yılında yapılmış olan ilk tablodur. Diğer versiyonu 1907 yılında yapılmış ve Simavi ailesinin koleksiyonunda yer almaktadır. İkinci versiyonu Ahmet Muhtar Paşa’ya ithafen hazırlanmıştır. Bu bilginin doğruluğunu ressamın, eserinde kendi el yazısıyla yazmış olduğu nottan anlaşılmaktadır. Kaplumbağa Terbiyecisi orijinal adı Kaplumbağalar ve Adam tablosudur. Ancak ilerleyen yıllarda Kaplumbağa Terbiyecisi olarak değiştirilmiştir. Kaplumbağa Terbiyecisi orijinal adıyla neden anılmadığı ise ayrı bir soru işaretidir. Kaplumbağa Terbiyecisi tablosu Bursa Yeşil Cami’nde çizilmeye başlanmış ve Ahmet Hamdi Bey’in kendi atölyesinde devam etmiştir. Kaplumbağa Terbiyecisindeki geleneksek kıyafetli adamın, ressam Osman Hamdi Bey’in ta kendisi olduğu çoğunluk tarafından kabul edilmiştir. Kaplumbağa terbiyecisi tablo fiyatı da merak edilen konulardan biridir. Kaplumbağa terbiyecisi fiyatıyla da meşhur bir tablodur. Ünlü eser 2004 yılında yapılan açık artırmada 5 milyon liraya satın alınmıştır. Kaplumbağa terbiyecisi tablo fiyatının bugünkü değerinin 15 milyon olduğu düşünülmektedir. Osman Hamdi tablolarının geneli ilgi gören ve yüksek fiyatlara satılan tablolardır. Kaplumbağa Terbiyecisi fiyatı, Türk resim tarihinin en pahalı tablosu olarak rekor kırmıştır. Tekvin Tablosu Tekvin tablosu, Osman Hamdi Bey tablolarından hiçbir zaman sergilenemeyen ve akıbeti bilinmeyen gizemli tablosudur. Osman Hamdi Bey’in ve belki de Türk resim sanatının en cesur tablosu sayılabilir. Osman Hamdi Bey Tekvin tablosunda, rahle üzerinde oturan hamile bir kadını resmetmiştir. Hamile kadının ayak ucuna bakıldığında çeşitli dinlere ait kitaplar ve özellikle dikkat çeken, Müslümanlığın kutsal kitabı Kuran görülmektedir. Tekvin tablosunda kadının kutsallığı ve her şeyden üstün olduğu anlamı yansıtılmak istendiği düşünülmektedir. Bazı kişilerce ise dinlerin kadının özgürlüğünü perdelediği ve buna yönelik bir eleştirel resim olduğu savunulmaktadır. Daha sonraları Mihrap tablosu olarak anılmıştır. Ne içerdiği mesaj ne de yeri belli olan Tekvin tablosu, Osman Hamdi Bey’in Kaplumbağa Terbiyecisi tablosu kadar meşhur bir tablosudur. Sergilenemediği halde bu kadar meşhur olmasının sebepleri arasında, Osmanlı zamanında çizilebilmesi muhtemel olmayan ve Osman Hamdi Bey’in büyük cesaret örneği olarak gösterilen bir resmi olması vardır. Batılı anlamda figürlü resim sanatının Türklerde ilk temsilcisi olan Osman Hamdi Bey, sanat ve kültür alanında Osmanlı’nın gelişiminde büyük rol oynamıştır. Sanayi-i Nefise Mektebi, bugünkü adıyla Mimar Sinan Güzel Sanatlar Fakültesi, kurucusudur. Yaşamının son yıllarını Gebze’deki evinde geçirmiştir. 1910 yılında hayata gözlerini yuman Osman Hamdi Bey, tablolarıyla ve sanata katkılarıyla unutulmaz bir isim haline gelmiştir. Yaşadığı köşk günümüzde Osman Hamdi Bey müzesi ismiyle, ziyaretçilere sergilenmektedir. Günümüzde birçok ünlü eserin, çeşitli baskı yöntemleriyle kanvas tablo haline getirildiği görülmektedir. Bu tablolar hem geleneksel hem de modern stilleriyle evlerin duvarlarına renk katmaktadır. Orijinallerine erişmenin pek mümkün olmadığı durumlarda başvurulan kanvas tablolar, oldukça kaliteli ve uzun yıllar canlılığını sürdürebilen ev aksesuarlarıdır. Grafuni kanvas tablo koleksiyonundaki binlerce çeşit ürün arasından evinizin, ofisinizin havasını tamamlayacak modelleri bulabilirsiniz. Grafuni kanvas tabloları uzun süre kullanıma en uygun baskı yöntemi ve baskı altı malzemesiyle hazırlanmaktadır. Her eve ve ortama uygun kanvas tablo, Grafuni kanvas tablo koleksiyonunda mutlaka vardır. 1831 Antik düzenlediği müzayedede 9 milyon dolar başlangıç bedeliyle satışa sunulan Osman Hamdi Bey'in "Huzur" adlı tablosu, 9 milyon 250 bin dolardan fazla teklif almayınca artırmadan çekildi. Antik düzenlediği "Özel Hat Koleksiyonu, Değerli Tablolar ve Antikalar" müzayedesinde 9 milyon dolar başlangıç bedeliyle satışa sunulan Osman Hamdi Bey'in "Huzur" adlı tablosu, 9 milyon 250 bin dolardan fazla teklif almayınca artırmadan çekildi. Swissotel'de 270. müzayedesini gerçekleştiren Antik önemli sanatçılara ait 200 eseri satışa eski Dışişleri Bakanlarından, gazeteci-yazar İsmail Cem'in aile koleksiyonunda yer alan Osman Hamdi Bey'in "Huzur" adlı tablosu, 9 milyon dolar başlangıç bedeliyle satışa çıkarıldı. Eser, 9 milyon 250 bin dolardan fazla teklif almayınca, müzayedeyi yöneten Turgay Artam tarafından eserin satılmayacağı Hamdi Bey, "Huzur" adlı tablosunda, iki feraceli kadın Eskihisar Kalesi'ne doğru gün batımını izlerken görülüyor. 1904 tarihli eser, 110-70 santimetre ebatları ile sanatçının bilinen en büyük ebatlı eserlerinin arasında yer milyon dolara sigortalanan tablo ilk kez, 1957 yılında Resim Heykel Müzesi'nde düzenlenen Osman Hamdi Bey sergisinde müzayedede, Türkiye'de ilk kez resim sergisi düzenleyerek çığır açan Şeker Ahmet Paşa'nın 1906 tarihli eseri "Sonbahar'da Orman", 2,5 milyon TL'ye ilk kez görücüye çıkan Hoca Ali Rıza'nın 1900 tarihli "Göl Evi" adlı peyzaj çalışması da, 825 bin TL'ye alıcı eserlerden oluşan hat koleksiyonunun da satışa sunulduğu müzayedede, Hafız Osman, Mahmud Celaleddin, Kazasker Mustafa İzzet, Mehmed Aziz Rıfai, Hasan Rıza, Kamil Akdik, Hafız Vahdeti, Yahya Hilmi, Sami Efendi, Hamid Aytaç gibi Türk Hat sanatına yön vermiş değerli hattatların Hilye-i şerife, levha ve murakkaları da yer İbrahim Çallı, Şevket Dağ, Ahmet Ziya Akbulut, Diyarbakır'lı Tahsin, Nazmi Ziya, Namık İsmail, Hale Asaf, Turgut Zaim, Ali Çelebi, Naci Kalmukoğlu gibi önemli sanatçıların eserlerinin yanı sıra, tuğralı gümüşler, tombaklar, değerli Osmanlı mobilyaları sanatseverlerin beğenisine sunuldu. - İSTANBUL CHP lideri Kemal Kılıçdarığlu, YSK'da olmayan seçmen bilgilerine nasıl ulaştığını anlattı Eren Bülbül ve Ferhat Gedik için Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan anma mesajı Temsilcilerimizin Avrupa'daki rakipleri ve maç tarihleri netleşti! İşte detaylar... Kaynak AA Kültür Sanat, Güncel, Son Dakika Son Dakika › Kültür Sanat › Osman Hamdi Bey'in Tablosu Satılamadı - Son Dakika Bu haber AA tarafından hazırlanmış olup habere tarafından hiçbir editöryal müdahalede bulunulmamıştır. AA tarafından hazırlanan bütün haberler sitemizde hazırlandığı şekliyle otomatik servis edilmektedir. Bu nedenle haberin hukuki muhatabı AA kurumudur. Son Dakika TÜRK resim sanatının öncüsü, arkeolog ve müzeci Osman Hamdi Bey önceki gün Türkiye’nin sosyal medya gündeminde bir numaraya kadar çıktı. Onu böylesine trend haline getiren ise KPSS Lisans Genel Yetenek-Genel Kültür sınavında çıkan bir Osman Hamdi Bey’in milyon pound’a satılan eseri sorulurken sınava girenlerin büyük çoğunluğu bu soruya Kaplumbağa Terbiyecisi’ yanıtını verdi. Sınavdan çıktıktan sonra cevabın Kur’an Okuyan Kız’ tablosu olduğunu öğrenenler büyük bir şaşkınlık yaşadı ve bu durumu sosyal medyada Hamdi Bey’in 1880 yılında tamamladığı Kur’an Okuyan Kız’ isimli tablosu, geçen yıl eylül ayında Londra’daki Bonhams Müzaye Evi’nde düzenlenen bir açık artırmada satışa sunulmuş ve bir rekora imza atarak 6 milyon 315 bin 62 sterline satılmıştı. Eseri Malezya İslam Sanatları Müzesi’nin satın aldığı günlerde sanatçının İstanbul Hanımefendisi’ isimli eseri Viyana’da milyon euro’ya, Yeşil Cami’ tablosu ise Londra’da 4 milyon 640 bin sterline alıcı bulmuştu.Kur’an Okuyan Kız’dan önceki rekor da yine Osman Hamdi’nin başka bir tablosundaydı. 2016 yılında Yeşil Cami Önü’ adlı tablosu Antik tarafından satışa sunulmuş ve 13 milyon 509 bin TL’ye alıcı bulmuştu. Eser o dönem En Pahalı Türk Resmi unvanını elde etmişti. Ancak, Kur’an Okuyan Kız’ bu fiyatıyla Yeşil Cami Önü’nün rekorunu elinden aldı.KAPLUMBAĞA TERBİYECİSİ’ DE DÖNEMİN REKORUNU KIRMIŞTISınava giren birçok kişi Osman Hamdi Bey’in adını gördükten sonra sorunun devamını okumadan Kaplumbağa Terbiyecisi’ şıkkını işaretlediklerini itiraf etti. Haksız da Hamdi Bey’in ilk ve en dikkat çekici rekoru Antik A. Ş.’den satışa çıkan, Pera Müzesi’nin 2004’te, o dönemin rakamlarıyla milyon liraya o tarihteki ABD doları karşılığı milyon dolar satın aldığı Kaplumbağa Terbiyecisi’ ve İnan Kıraç Vakfı koleksiyonundaki Kaplumbağa Terbiyecisi’ni halen Pera Müzesi’nde halka açık olarak sergiliyor. Tablonun daha küçük ebatlı bir başka versiyonu ise Belma Simavi koleksiyonunda MÜZESİ’Nİ VE SANAYİ-İ NEFİSE’Yİ KURDUMüzeci, arkeolog ve ressam Osman Hamdi Bey 1842-1910 arasında yaşadı. Osmanlı sadrazamlarından İbrahim Edhem Paşa’nın en büyük oğlu olan Osman Hamdi Bey, 1860’ta hukuk öğrenimi için Paris’e gönderildi ve hukuk eğitiminin yanı sıra iyi bir resim eğitimi de ilk arkeolojik çalışmalarını yaptıktan sonra asıl gerekli yasanın çıkarılmasını sağlayarak ve tüm arkeolojik çalışmaların kontrolünü üstlenerek modern arkeoloji biliminin Osmanlı’da temellendirilmesini sağladı. En önemli arkeolojik kazısı 1887-1888’de gerçekleştirdiği Sayda Kral Mezarlığı Lübnan kazılarıdır. Bu kazılar sırasında dünyaca ünlü İskender Lahdi’ni Hamdi Bey, İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin kuruluşunu ve 29 yıl müdürlüğünü yaptı. Günümüzde varlığını Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi olarak sürdüren Sanayi-i Nefise Mekteb-i Alisi’nin de kurucusudur. İlk Türk ressamlarından birisidir ve Türk resminde figürlü kompozisyon kullanan ilk ressam olarak tarihe HAMDİ BEY REKORLARI- Kur’an Okuyan Kız’ 41 x 51 cm. - TL USDBonham’s Müzayede, Ekim 2019 Alıcı Malezya İslam Eserleri Müzesi- İstanbul Hanımefendisi’ 185x109 cm - TL USDSotheby’s Londra Müzayede, Nisan 2008 Alıcı Özel Koleksiyon- Yeşil Cami’ - TL USDSotheby’s Müzayede, Ekim 2019 Alıcı Özel Koleksiyon- Yeşil Cami Önü’ 185 x 100 cm- TL USDAntik Mayıs 2016 Alıcı Özel Koleksiyon- Okuyan Emir’- TL USDSothbey’s Müzayede, 2012 Alıcı Louvre Abu Dhabi Müzesi- Kaplumbağa Terbiyecisi’ - TL USDAntik Aralık 2004 Alıcı İstanbul Pera Müzesi- Vazo Yerleştiren Kız’ - TL USDAntik 2012 Alıcı Özel Koleksiyon- İstanbul Hanımefendisi’ 120x60 cm - TL USDDortoheum Müzayede Evi, Viyana 2019 Alıcı Özel Koleksiyon twitter'da gördüğüm sonra da gerçek olduğunu öğrenip dumura uğradım yapılmıştır. esas adı yaradılış olan tablodur. görsel basında genelde alt kısmı kitapların olduğu bölüm kesilmiş şekilde sansürlenerek verilir. resimdeki kadın, yere atılmış kuran veya dini kitapların önünde dimdik durur. dinin kadının özgürlüğünü engellediği vurgusu yazık ki tablo kayıptır. demirbank'ın tasfiyesi sırasında iç edilmiş olma ihtimali yüksektir. çok çok etkileyici bir eser. ama yerdeki kitapların kutsal kitaplar hatta aralarında kuran olduğunu nereden biliyoruz? bilgi içerdiği için tüm kitaplar bir bakıma kutsaldır aslında ancak yerdekiler "kutsal"lıkla, din ile ya da kuran'la en ufak alakası olmayan osmanlıca eserler olamaz mı? arapça veya osmanlıca bilmediğim, bilsem de internetteki fotoğraflardan yazılar tam anlamı ile seçilemediğinden dolayı kitapların dini olup olmadığı hakkında bir saptama yapamayacağım için fakat gördüğü her arapça yazıyı kuran sanarak öpüp başına koyan zırcahillerin varlığını da bildiğim için ben bu kitapların dini kitaplar olduğuna inanmıyorum. olsaydı da fark etmez gerçi, çünkü kutsal kitaplar söz konusu olunca mühim olan kitabın varlığı ya da nerede muhafaza ettiğin değil içindeki mesajdır. senin o kitaba verdiğin değer, kitabı belden yukarıda tutman ve bunu öğütlemen ile değil içindekileri ne kadar anladığın ve anlamak için ne kadar çabaladığın ile ölçülür. bkz sanki din adamlarının kıblesini şaşırdığını anlatmaya çalışmış kadın, şerefi mal, dini para olan bir devrin tablosu gibi geldi bana. yerdeki kitaplardan en az birinin kuran olduğu düşünülüyor. boğaziçi üniversitesi tarih bölümü öğretim üyesi prof. edhem eldem'in osman hamdi bey ve mihrap tablosu üzerine yapılmış röportajından "tezhibinden, şeklinden, besmele’yi hafif görmemizden ötürü bunların en azından birinin kuran olduğunu söyleyebiliyoruz. beni çok şaşırtan kitap, zerdüşt dininin kitabı zend-i avesta. tespit edemediğim kitap, üzerinde sakamuni olan. o da bir budizm kitabı. dolayısıyla belli ki osman hamdi bir şekilde bütün bu doğu dinlerini bir kadının ayakları altında resmetmek istemiş."edhem eldem ile osman hamdi bey ve kayıp tablosu mihrab üzerine yapılmış ilk ve tek röportaj herkes direniş mireniş demiş belkide bkz amı olanın imanı olmaz bunu demek istemiş olabilir. hammâmîzade ismâil dede efendi, klasik türk müziğine uzak duran padişah abdülmecid’in batı müziğine olan düşkünlüğü karşısındaki ezikliğini, yine bir gülnihâl’ bestesi bile kurtaramamıştır. o abdülmecid ki, babası sultan ıı. mahmud’un başlattığı batılı ıslahat hareketlerini hayata geçirmekle arif bey’e gelince… çok ilginçtir, piyano konçertoları bestelemiş olan, sarayın kapılarını batılı opera ve tiyatro sanatçılarına açan, batılı yazarların kitaplarına iltifat eden abdülhamid’in teveccühüne mazhar olmasını bırakın bir yana, hapis cezası bile türklerin batı düşüncesi ve kültürüne bulaşması fatih’in istanbul’u alışıyla başlamıştır. fatih’in, islam’da resmin yasak olduğu taassubunun katı olduğu bir zamanda bellini’yi çağırarak tıpkısı’ resmini yaptırması batı kültürüne atılan ilk ciddi adım olmuştur. ancak, ol rivayet odur ki ölümünden sonra tahta geçen oğlu ıı. beyazıd sofuluğu yüzünden resimleri dağıttığı için fatih’in ünlü portresi şimdi yaban ellerdedir. londra national gallery .yani diyeceğim fatih’in batı kültürüne adımını attığı o tarihten sonra en çok 19 yy padişahları ıv. mustafa , ıı mahmud , abdülmecid , abdülaziz , v. murad, ıı. abdülhamid gibi padişahlar saraylarının yüzünü ağırlıklı olarak batı kültürüne çevirmişlerdir. gerek azınlık olsun, gerek levanten ve ecnebi sanatçılar olsun hiç birine karşı ilgilerini esirgememişlerdir. batı müziğine ve batı edebiyatına ilgi duymuşlar, batılı anlamda pozitif bilime ve fenne dayalı kurum ve kuruluşlar açmaya çalışmışlardır. haliyle sarayın etkisinde kalan osmanlı aristokrasisi de batılı kültürüne kayıtsız osman hamdi bey onlardan biridir. bir vezir oğlu olarak böyle bir ortamda büyüyen osman hamdi bey 15 yaşında iken eğitim almak üzere fransa’ya gönderilmiş ve orada tam 12 yıl kalmış. her iki eşini de fransızlardan hamdi bey, hem osmanlı aydını olması hem de fransa’da eğitim görmesi, iki eşinin fransız ve altı çocuğundan beşinin kız olması gibi nedenlerle osmanlı kadınlarına karşı duyarsız kalamamıştır. resimlerini oryantalist çizgilerle ama batılı mesaj verme kaygısıyla hamdi bey’in yapmış olduğu bu resimlerden, osmanlı kadınlarının batılı hemcinslerinin düzeyine erişmeleri için sosyal ve dini baskılardan uzak tutulması gerektiğine inandığı anlaşılmaktadır. kadınların kapalı bir toplum içinde yaşamayı hak etmeyecek kadar masumiyet içinde olduklarını anlatmaya çalışmış. örneğin, kuran okuyan kız 1880 resminde bir rahle önünde oturan bir kızın, dışa açık geniş bir pencere yanında saçlarının önü çok açık olarak kuran okurken resmetmiştir. türbe ziyaretinde iki genç kız ı ve türbe ziyaretinde iki genç kız ıı 1890 resimlerindeki kızların başları da aynı şekilde açıktır. çarşaflanan kadınlar 1880 resminde de dışarıya çıkmaya hazırlanan bir kız çarşafa bürünmeden önce son defa aynaya bakmaktadır. bu haliyle sanki aynada gördüğü modern suretini örtmeye kıyamamaktadır. diğer resimlerde de benzer mesajları içerir. “gezintide kadınlar 1887” “ cami kapısındaki kadınlar” gibi resimlerindeki kadınlar ise dışarı adım atmış olan kadınlardır. bu kadınların üzerinde çarşafı andırır bir giysi göremezsiniz. üzerlerindeki elbiseler feraceler ve yaşmaklar capcanlı, sıcak renkli kumaşlardan yapılmıştır. ancak, hiçbiri mihrap adlı resim kadar çarpıcı değildir. osman hamdi bey’in bu resmini baskıcı ve dindar olarak bilinen abdülhamid zamanında yapmış ve sergilemiş olması bazılarını şaşırtabilir. ama, abdülhamid’in kültür olarak asrileşmiş bir padişah olduğunu bilenler için bu pek de şaşırtıcı olmasa osman hamdi bey mihrap adlı resmini 1901 yılında 210×108 ölçülerinde bir camii içini göstermektedir. üzerinde devre göre oldukça açık sayılan bir elbise bulunan başı açık bir kadın, arkasını kuran yazısı ile çevrelenmiş olan mihraba dönmüş olarak, büyük bir rahle üzerinde dimdik oturmaktadır. bakışlarında bir özgüven ve kararlılık okunur. ayaklarının çevresinde ise öylesine atılı vaziyette kuran ve kuran sayfaları bulunmaktadır. resmin hemen önünde yer alan buhurdandan dumanların yayılması resme mistik bir hava vermektedir. mihrabın yanında ise dev bir mum durmaktadır… acaba bu mum neyi temsil etmektedir? dini mi, osmanlıyı mı?..osman hamdi bey bu mihrap adlı eseriyle; kadını dinin taassubundan, yani tüm doğmalardan ve onu kapalı mekanlara tutsak eden geleneksel ahlak anlayışından kurtarmak gerektiğini vurgulamak istemektedir bana göre. ama kimileri bu resimle osman hamdi bey’in, “kadının her şeyin üstünde olduğunu” gösterdiğini öne sürmüştür. nitekim prof. dr. nihat boydaş, hatsa fidan’ la olan söyleşisinde diyanet aylık dergisi sayı 153 şöyle demiş“son yıllarda, özellikle başlayarak kadının sanattaki yeri araştırılıyor. öyle biliyorum ki sonlarına doğru, batı karşısında kadın hakları veya kadına verilen değer konusunda kendini ezik hisseden türk kadınları, masaya oturup, kitap açıp, eline kalem almışlar ve resim çektirmişler. biz de okur yazarız! böyle bir hava esmiş. herhalde bu eziklikten dolayı olacak ki, osman hamdi bey de mihrabın önünde rahle üzerinde oturan bir kadın resmi yapmış. tabi o dönemin insanları bunu garip karşılamışlar. tarihini iyi hatırlamıyorum, bizde bir medrese-üniversite açıldığı zaman devrin önemli bilim adamlarından birisine açılış konuşması yaptırmışlar. medresenin açılışında, konuşma sırasında konuşmacı, hocalık mesleğinin peygamberlik sanatı gibi önemli olduğunu söylemiş. tabii sarıklı ulema saldırmış “peygamberlik sanat değildir, o vehbidir allah tarafından verilir. sen buna nasıl sanat dersin?” o gün kapatmışlar, kapıya kilidi vurmuşlar. aynı kişinin çok üzüldüğünü belirten bir şiiri var. şöyle diyor cehalet mültezem, kesbi kemal cünhamız bizim. yarabbi! cürmü tahsili ilimden tövbeler olsun.’ aynı şeyi bu fakire sorarsan, bazen ben de öyle diyorum. islâm’ın kadına bakışını ayrıca söylüyorum. araplarda kadın bir mal gibi alınıp satılırken, o günün şartlarında peygamber çıkıp “cennet anaların ayaklarının altındadır” diyor. benim kültürümün temelinde bu var. osmanlı kültüründe ise hakanla karısı yan yana oturuyordu. osman hamdi bey’in tablosu bir çıkıştır. osman hamdi bey onu öyle koyarak kadının bizde ne kadar kutsal olduğunu anlatmak istemiştir…”osman hamdi bey’i’, “müslümanlığı az benimseyip rum bilincini koruyan bir kişi” olarak niteleyen sezer tansuğ’a göre ise avrupa’da hiç bir oryantalist ressam cami mihrabı önündeki rahleye model ermeni kızını oturtup, ayaklarının altına kuran-ı kerim sayfalarını yayacak kadar ileri gidememiştir…” sezer tansuğ’un bu öfkesine karşılık osman hamdi bey’in torunu cenan sarc ise, resimdeki kadının hamile olarak çizildiği, bu nedenle osman hamdi bey’in, “annelik her şeyin üzerindedir…” gibisinden bir mesaj vermek istediğini söylemiş. sunay akın ise bir yazısında “bu tablo, yaşama ve insana din çerçevesinden bakmanın karşıtı olan pozitif düşünceyi simgelemektedir.” bülent kahraman da ipek duben’in türk resmi ve eleştirisi 1880-1950 adlı kitabını önsözünde “…sanatçılarımızın batılılaşma ile birlikte etkilendiği pozitivizm, gérôme ve osman hamdi çizgisiyle cumhuriyet döneminde ilke edindiği inkılapçı ideoloji”nin’ bir anlamda örtüştüğü sonucuna varmış. ayrıca ipek duben, osman hamdi bey’in hümanist, bireye önem veren bir sanatçı olduğunu da kısacası, osman hamdi bey’in mihrap’ adlı eserinin zamanında çok tartışıldığını, şimşekleri üzerine çektiğini tahmin etmek güç değil. kuşkusuz tartışılmaya da devam edilecektir… ancak günümüzde belirli entelektüel kesimin dışına çıkarak popüler kültürden nasibini alamadığı, pek çok kişinin bu tablonun varlığından haberinin olmamasından anlaşılıyor. haberi olan kimileri ise bu resmi görmezden gelmeyi yeğlemiş. ancak şu gerçeğin altını çizmek istiyorum. sözüm ona demokratik ve özgür bir ortamda tesettürün hararetle tartışıldığı bu gün, böyle bir resmi yapmaya benim diyen ressam cesaret edemez. her ne kadar osman hamdi bey bu resmini bundan 100 yıl önce teokratik olduğu öne sürülen bir devletle iç içe yaşarken yapmış olsa da…hasan özsan - osman hamdi bey ve osmanlı kadınları olağanüstü bir eser. ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın. Blog Osman Hamdi Bey Kur’an Okuyan Adam Tablosu Osman Hamdi Bey Kur’an Okuyan AdamTürk resim sanatının en önemli seçeneklerinden bir tanesi olarak kabul edilen Osman Hamdi Bey’ in Kur’ an Okuyan Adam, tablo denildiği zaman ön plana çıkar. Siz de bir resim seçimi yapmak istiyorsanız Türk sanatının değerli eserlerinden yararlanmak istiyorsanız muhakkak bu esere bir göz atmalısınız!Kur’ an Okuyan adam tablosu gerek kullanılan renkler gerekse insana verdiği huzur sayesinde Osman Hamdi Bey’ in öne çıkan tabloları arasında dikkatleri çekmektedir. Tablo 20. Yüzyılın sanat ve düşünce yapısını anlatmaktadır. Bu sebep ile eserin çizgileri oldukça farklı ve dikkat çekicidir. Kur’ an Okuyan Adam Tablosu Kimin Kur’ an Okuyan Adam tablosu, Osmanlı Devleti’ nde resim ve sanat denildiğinde akla gelen ilk isim olan Osman Hamdi Bey tarafından resmedilmiştir. İlgi çekici bir tablo olmasının yanı sıra kaliteli bir çizgi yakalaması da eserleri ile alakalı dikkat çekiciliğini yansıtır. Türk müzeciliği ve sanatının en ilgi çekici isimlerinden biri olan Osman Hamdi Bey bu konuda başarılı eserler ortaya koymuştur. Oryantalist bir bakış açısı ile eserlerine yön veren Osman Hamdi Bey oldukça başarılı bir ressam olmasının yanı sıra eserlerini birden fazla defa yeniden tasarlamış olması sayesinde de adından söz ettirmektedir. Nitekim eserlerini 2 defa tasarlamış olması oldukça değerlidir. Kur’ an Okuyan Adam Tablosu Ne Zaman Yapıldı?Kur’ an Okuyan Adam tablosu 1920 tarihinde resmedilmiştir. Osman Hamdi Bey tarafından ilk defa 1920 yılında tasarlanmıştır. Eserin size verdiği huzur ve mükemmel çizgileri Osman Hamdi Bey’ in oryantalist olmasının en büyük etkilerinden biridir. Kur’ an Okuyan Adam Tablosunun AnlamıOsman Hamdi Bey bu eserinde yaşlı bir adamı cam içinde otururken resmetmiştir. Ahşap bir rahlede oturan ve Kur’ an okuyan, yan tarafında ise muhtemelen göz attığı başka kitaplar bulunuyor. Adamın üzerinde oturduğu halı bir nebze kaymış durumdadır. Buradan da adamın uzun süredir Kur’ an okumakla meşgul olduğu anlaşılıyor. Duvarlar ve ortam tipik Osmanlı mimarisine sahiptir. Tags Kur’an Okuyan Adam Tablohane

osman hamdi bey in tablosu